28 Şubat 2011 Pazartesi

Bologna Süreci'ni Tartıştığımız Panelimizi Yaptık

Mühendislik, mimarlık ve planlama öğrencileri olarak Bologna Süreci'nin tartışıldığı ilk panelimizi gerçekleştirdik. Panelimize yaklaşık 50 kişi katıldı.








22 Şubat 2011 Salı

Bologna Süreci ve Eğitimdeki Dönüşümler Paneli


Öğrencileri müşteri, bilim insanlarını tüccar, akademik kurumları ticarethane olarak gören sistem bir yandan bilime ve bilimsel bilgi üretim süreçlerine darbe vururken diğer yandan da eğitim sisteminin temel öznesi olan öğrencilerin insanı, toplumu ve doğayı algılama biçimlerini değiştirip dönüştürüyor. 

PEKİ NEDEN ve NEREYE KADAR? 

Mimarlık, Mühendislik ve Planlama Öğrencileri Tartışıyor!

Yer: TÜMTİS (376 son durak - GÜMRÜK )
Tarih: 26 Şubat 2011 Cumartesi
Saat:  13.00



Program

  • Kısa Film Gösterimi

  • Kapitalizm ve Bologna Süreci   -  Arş. Gör. Ümit AKINCI  (DEÜ Fizik Bölümü)
  • Bologna Sürecinin Mesleklere Yansıması  - Arş. Gör. Meltem YILDIRIM  (DEÜ Bilgisayar Mühendisliği Bölümü)
  • Kapanış Konuşması   -  Yusuf EKİCİ (DEÜ Şehir Bölge Planlama Bölümü)
  • Serbest Kürsü

19 Şubat 2011 Cumartesi

Geleceğimiz ve Özgürlüğümüz İçin Bologna Süreci Kapsamında Yaşanan Dönüşümleri Niçin Kabul Etmiyoruz?

Günümüzde egemen olan kapitalist sistem, yaşamın her alanını kendi ihtiyaçları kapsamında pervasızca kurgulamaktadır. İnsana ve doğaya ait ne varsa metalaştırmaktadır. Yaşanan her ekonomik veya sosyal- siyasal kriz sonrası yeni planlar yapılmakta ve bu planlar çok hızlı bir şekilde uygulanmaya çalışılmaktadır. Günümüz sınıflı toplumunda uygulanan yeni kararlar toplumun farklı kesimlerini hiçbir zaman eşit etkilememektedir. Aslına bakılırsa sorun eşit etkileme sorunu değildir. Uygulanmaya çalışılan kararların bilimsel açıdan niteliğini ve neye hizmet ettiğini tartışmak gerekiyor. Bu süreçten eğitim sisteminin de payına düşeni alması elbette kaçınılmazdır.

Son dönemlerde başta Avrupa olmak üzere dünyanın birçok ülkesinde uygulanmaya çalışılan eğitim politikaları sonrasında üniversite gençliği ayağa kalkmıştır. Bizler soruyoruz: “Eğitimde uygulanmaya çalışılan yeni kararlar neden bu kadar tepki ile karşılanmaktadır?” Öğrenciyi müşteri, bilim insanlarını tüccar ve bilim kurumlarını ticarethane olarak tanımlayan sistem, bir yandan bilime ve bilimsel bilgi üretim süreçlerine darbe vururken,  diğer yandan da eğitim sisteminin temel öznesi olan öğrencilerin insanı, toplumu ve doğayı algılama biçimlerini  değiştirip dönüştürüyor.

Bologna Süreci Ne Getirmektedir?

Bologna süreci ile beraber üniversite eğitiminin tanımı değiştirilerek eğitim sisteminde köklü değişiklikler yapılmaktadır. Yapılan değişiklikler hiçbir şekilde toplumun bütün kesimlerinin ihtiyaçlarına cevap vermez, değişiklikler ancak belli bir kesimin talebine cevap verecek şekilde kurgulanmıştır. “Yaşam boyu öğrenme” felsefesi ile öğrencilerin hayat boyu eğitim kurumlarına daha fazla para ödenmesi sağlanacaktır. Yazılacak makalelerin niteliği hiçbir zaman önemli olmayacak, önemli olan şey yazılan makale sayısı olacaktır. Yeni mezunlar “yeterli birikim ve bilgiye” sahip olmadıkları gerekçesiyle yüksek lisans yapılmaya zorlanılacak ya da piyasada uzun bir süre ucuz işgücü olarak kalacaktır. Örneğin 50/d yasası kapsamında araştırma görevlilerine esnek çalışma koşulları dayatılarak üniversitelerde ucuz işgücü sağlanmakta ve doktoralarını bitirdiklerinde işsiz kalmaktadırlar. Ülkemizde AB ve GATS sürecinde mesleklerimizin ünvanları değiştirilecek, aldığımız eğitim ile bize ücretli kölelik reva görülecektir. Üniversite kapıları işçi ve emekçi çocuklarına kapatılarak “paran kadar oku” dayatılacaktır.

Peki Türkiye’de eğitimin durmadan paralılaştırıldığı, üniversitelere “mali özerklik” in verildiği, eğitimin tek tipleştiği, devlet üniversitelerinin niteliğinin düşürüldüğü ve özel üniversitelerin sayısının artırıldığı, kaynak aktarımın son sürat olduğu bir durumu kabullenecek miyiz!

Bizler mühendislik, mimarlık ve planlama bölümü öğrencileri olarak Bologna Süreci kapsamında bizlerin de söyleyeceği sözün olduğunu söylüyoruz. Bizler üniversitelerinin asıl bileşenleri olarak sorunun parçası  olmaktansa çözümün parçası olarak bir şeyleri değiştirebileceğimize inanıyoruz. Bologna süreci kapsamında  uygulanmakta olan tüm kararların sadece biz üniversite öğrencilerini ilgilendirmediğini çok iyi bilmekteyiz, aynı süreçten üniversitenin diğer bileşenlerinin de çok ciddi etkileneceğini biliyoruz. Oturduğumuz yerden verilen  tepkilerin de hiçbir anlam ifade etmeyeceğini vurgulamak isteriz. Tepkilerin birleşerek örgütlü bir hale gelmesi değişimi sağlayacaktır. Geleceğimiz ve özgürlüğümüz için mücadele etmekten, birleşmekten başka çare yoktur.